Saturday, January 27, 2007

büyle olmaz ki beyaa ...

bir trakyalı olarak küfürün anavatanında yetiştiğim söylenebilir ... çingene mahallesine yalnızca 100 mtreydi oturdugumuz yer ... oralarda büyüdüm kapçık agızllarının veyahut amcık agızllarının arasında ... belki de bu neden cok kufur ediyorum sorusunun cevabı olabilir ..

ama ben genelde neden cok kufur ediyosun .. kufur edince bi şey mi değişiyor diyenlere ... küfür isyanın özetidir şeklinde cevap veriyorum .. veyahut ruhun yelpazesidir ... veyahut ona benzer bişey ... uzun uzun anlatsanda bazı şeyleri değişmiyor sonucu ...

hallaluyah ...

mesala ben 8 sene ingilizce okudum ... ama hiç konusamam ingilizce yazarım okurum anlarım ama konusamam ... sebebi trakyalı ingilizce ogretmenleridir ...

is this a pencil beyaa ? şeklinde soru sorardı bi hocamız ...

mesala cevat ceylan diye bi zahti muhterem vardı ki ... bi garip konusrdu ingilizceyi ...

superman jumping the çitlerin üstünden gibisinden cümlelleri vardı ( 1999 oss dil birincisi ve ikincisi bizim okuldan cıktı nasıl oldugunu hala anlayamıyorum )

....

yerel gazete baslıklarında biri büyle olmazki beyaa şeklindeydi ...

.....

ben ne anlatıyorum su an onunda farkında değilim .. her daim 8 adet browser acık olur masaustunde ... en az 3 yazıyı okurken bi taraftan yazı yazmak zor oluyor ..
.....

az once cok garip bir bulusla karsılastım şimdi onu inceliyorum buyrun sizde inceyein bi ara yazısınıda yazıcam ... hatta türkiye distributorlugunu alıcam bu aletin ...

http://www.fu-fme.com/faq-use.html
http://www.fu-fme.com/index.html

Monday, January 22, 2007

menapoz teyzeler andropoz amcalar dan yemek tarifleri At yarrağı corbası

bu cok var bloglarda ... hayatı boyunca bi bok yememiş insanlıga faydalı olmalıyım bilinciyle yapılan yemek tarifleri ..

madem bi bok bilmiyorum aslında cok sey biliyorum ben de yemek tarifi yapayım ... falan fistan lı yemek blogları...

bende yapayım dedim bi yemek tarifi ...

at yaragı corbası ...

yapımı basit ... bi at bulunur canlıyken yarrgı kesilir dilimlenir haslanır .. sıcak servis edilir ... kucukken keserseniz at cuku corbası olur 2 kişilk olur kalkıkken keserseniz 8 kişiye kadar sevis yapabilirsiniz ....

afiyet seker olsun ...

Tuesday, January 16, 2007

altından kalkamadıgım sonunu küfürle bagladıgım yazı veyahut yazılar dizisi veya ona benzer bişey giffen paradoksu, snobizm, homo economicus üzerine.

ulan başlık ne uzun oldu ...

neyse ne diyoduk ? bir zamanlar sayın demilelin sayın demeyelim demilelin sıkıstıgında kullandıgı nerde kalmıstık sozu gibi oldu .. aslında bi yerde kalmmaıstır demilel hep bir muamma hakimdir demeçlerinde karmaşa kaos ... halbuki ben orospu cocuguyum beceremedim bir şeyi dese herşey duzelecek .. misal ben bu adam orospu cocugu ama en azından durust diyerekten oy bile veririm ...

şimdi ne diyodum ben gercekten unuttum ama birazdan konuyu toparlıycam ... toparlıycam dedim de aklıma geldi ..patates ..(yuvarlak patates ) patetes diyince aklıma geldi irlandalılar ..

şimdi bu irlandalılar fakirken ira mira kurulmamısken henuz ingiltere tarafından ezilirken patetes eker ve de biçerlermiş ... patetesle beslenirlermiş .. patetesin fiyatının azalmasıyla gelirleriyle anca patatesle beslenen halk patatesin fiyatının azalmasıyla patatese ayırdığı parayı kısarak başka mallara ayırmışlar.. bunada giffen adındaki bi adam paradoks demiş ... literaturude madem giffen paradoks dedi bu olaya o zaman neden bunun adı giffen paradoksu olmasın ey iktisatcılar denilerek bu olaya giffen paradoksu denilmiştir .. olayın özünde bi malın fiyatının azalmasyla talebinin de azalmıs olması gibi bir bok cıkıyor ... yani normalde soyledir malın fiyatı artınca talebi duser (homo economicusa gore butun kosullar sabitken ceteris paribus durumunda --- butun kosullar nasıl sabit oluyor ona cozsem bu homo economicusu da anlıycam )

ne demek bu irlandalılar ın gotunun kalkması durumu aslında ... yani soyle oluyor bunlar 100 ytl kazanırken aclıkten nefesleri kokarken paso patetes yiyolar ... gelirleri 200 ytl ye cıkınca ulan madem daha cok kazanıyorum içim dısım patetes oldu amınakoyayım birazda portakal yesem paranın arta kalanıyla kerhaneye gitsem rus siksem durumudur ... bu durumda pattetesin fiyatının azalması onların sikinde bile değildir buolay snobizim gotu kalkmıslıkla acıklanırki kapitalizmin olmazsa olmaz gerceğidir...

tam tersini dunursek ekmeğin fiyatının artmasıyla ekmege olan talep artabilir .. bu da giffen paradoksudur .. paradoks dediğin sey zıtlıkla alakasıyla .. bu durum turkiyede bolca rastlananan bir durumdur ... sayın rte her ne kadar eskiden 200 ytl ye ile 200 kilo kıyma alınıyodu şimdi 300 kilo alınıyo şeker de soyleydi gibi garip acıklamalar yapsada bu durum enflasyonun varlıgına işaret etmektedir ..

bu da homo economicus tur ne yapsın caresiz halk maksimum faydayı ekmekte aramaktadır ...

bi de simitcinin bile 1000 ytl uzerindeki cep telefonuna sahip olma durumu var bu dupeduz salaklıktır ... orospu cocugu paradoksu denilebilinir ...

demek ki zengin olunca insanın gotu kalkarken fakirken iktisadi bir varlık oluyor amınakoyayım (baslıga donucek olursak giriş gelişme sonuc içinde tam bir butun olusturdum --altından kalkamadıgım sonunu küfürle bagladıgım yazı veyahut yazılar dizisi veya ona benzer bişey giffen paradoksu, snobizm, homo economicus üzerine..---)

Friday, January 12, 2007

manik depresif ve de bi hayli şizofrenik masallar 2

kurbaga prens ...

evvel saman için kalbur zaman içinde herhangi bir ulkenin herhangi bi yerinde bi prenses yasarmıs .... prenses 16 yasında ostrojen hormonunun fazla salgılamansında dolayı pek bi azgınmıs ... saraydaki muhafızlara ascılara hizmetkarlara verdikten sonra ... ekmek bulamıyolarsa beni yesinler deyip once aristokrat kesme konta duke sovalyeye ... sonrada kasaba masaba derken ... halk için sanat anlayısla alayına vermiş ...

gel zaman git saman azgınlıgı gecmeyen prenses hayvanlar alemine ilgi duymaya baslayıp ata file zurafaya gergadana vermiş ...

butun orman sıraya girmiş bunu duyan bir buyuyle kurbagaya donen prens de sıraya girmiş .

prenses kurbagaya sıra gelince ulan bu da pek bi yeşilmiş fantezi olur madem herkese verdim neden kurbagaya vermeyeyim deyip domalmıs kurbaga hoplaya hoplaya prensesi sikmiş ...

buyu bozulmus ... kurbaga prens olmus ... prenses ahada beyaz sikli prens i buldum demiş ... kurbaga prens bu mınakodumun orospusuyla evlenilmez diyerek prensesi ormanda bırakarak satosuna geri donmus mutlu bir hayat surmmemişler ... gokten uc elma dusmus biri newtonun kafasına dusmus yer cekimi küvvetini bulmus .. küvvette yıkanan arşimet evreka evrekea diyerek suyun kaldırma kuvvetini bulmus ...2.ve 3. elma oylesine dusup ziyan olmus ...


mellissa p yi dayatan sinemelarda oynatan kitaplarını sansurlemeyen 16 yasında ergenlikle yeni tanısmıs coluga cocuga okuturak orospu olsun elalem zihniyetini tasıyan zihniyet ilerde bunları anlatacak cocuklara ...

sonra neden cocuk pornosu var ... melissa p yazınca ereotik oluyordu ya hani cıkarttık tvlere bu karıyı ...ananınzın damı işte ..

ve yasartahir pornografi sektorune atılır ... manik depresif ve de bi hayli şizofrenik masallar ..



The Ballad of Sigmund Freud
By Harry Belafonte
BestAudioCodes.com




büyüklere masallar... mınakodumun pamuk prensesi ... 3....2...1... cok cok uzaklarda develer tella bebeler bakkal iken ... sapınklıgın boku cıkmısken ... ey israfilogullarıı ...


Pamuk Prenses Ve Yedi Cüceler
Pamuk Prenses Ve Yedi Cüceler
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar çok uzak bir ülkede yaşayan mutlu mu mutlu bir kral ve kraliçe varmış. Halkı tarafından da çok sevilip saygı gören kral ve kraliçenin bir tek dertleri varmış, o da çok istedikleri halde çocuklarının olmamasıymış. Nice hekimler, nice ilaçlar hazırlamışlar ama bir türlü dertlerine deva olmamış.

Karlı bir kış günü kraliçe pencere kenarına oturmuş, hüzünlü hüzünlü bir yandan çocuğu olmamasına kederlenirken bir yandan da dikiş dikiyormuş. Elindeki dikiş iğnesi kraliçenin eline batmış ve eli kanamış. Kraliçe bir elindeki kana bir dışarıdaki pamuk gibi kara bakmış ve " Allahım ne olur bana teni kar gibi beyaz, dudakları kan gibi kırmızı, saçları abanoz gibi simsiyah bir kız çocuğu nasip et " diye yalvarmış. Kraliçenin dileği gerçekleşmiş ve bir süre sonra kraliçe hamile kalmış. Gerçekten de istediği gibi pamuk gibi teni, simsiyah saçı olan, kırmızı dudaklı bir kız doğurmuş kraliçe. Adını pamuk prenses koymuşlar. Çok sevinen kral ülkede kırk gün kırk gece sürecek bayram ilan etmiş.

Ancak kısa bir süre sonra talihsiz kraliçe ölmüş. Çok üzülen kral bir süre yas tutmuş ve elini kadın eline değdirmemiş. Ancak daha fazla abazalığa dayanamayan kral, gizli gizli hizmetkarları sıkıştırıp çimdiklemeye, ellemeye başlamış. İşi daha da ileri götürüp genç bir hizmetçiyi yatırıp tam sikecekmiş ki pamuk prensese yakalanmış. Kral " bu iş böyle gitmeyecek " diyerek yeniden evlenmeye karar vermiş. Ancak evlendiği kadın büyücüymüş. Bu nedenle günlerini sarayın alt katında büyücülükle geçiriyormuş. Bu nedenle kral bu büyücüyü nadiren sikebiliyormuş. Büyücü kraliçenin bir de sihirli aynası varmış. Bu aynayı karşısına alır ve sorarmış ; " ayna ayna söyle bana, dünyanın en seksi kadını kim ? ". Ayna da " sizsiniz kraliçem dermiş ". Başka bir gün yine aynasını karşısına alıp sorarmış ; " ayna ayna söyle bana dünyada erkekler en çok hangi kadını sikmek isterler ? ". Ayna " sizi kraliçem " diye cevap verirmiş.


Yuvarlak kalçaları...
Gel zaman git zaman, pamuk prenses serpilip büyümüş, adına uygun pamuk beyazı, ilik gibi bir kız olmuş. Prensesi gören erkekler hayran kalıyorlarmış. Bembeyaz teni, yuvarlak kalçaları, dik memeleri, kiraz dudakları ile pamuk kızı gören erkeklerin hepsinin siki kalkıyor, münasip bir yerde otuz bir çekiyorlarmış. Büyücü kraliçe bir gün aynasını alıp her zamanki sorularından birini sormuş ; " ayna ayna güzel ayna söyle bana en sikilesi kadın kimdir ? " diye sormuş. Ayna da " pamuk prenses kraliçem " demesin mi ? Kraliçe çılgına dönmüş. Birkaç gün öfkeyle homurdandıktan sonra yine aynayı alıp soruyu değişik bir şekilde yeniden sormuş ; " ayna ayna güzel ayna sen olsan dünyada en çok kimi sikmek isterdin ? ". Ayna " elbette pamuk prensesi kraliçem, fıstık gibi karı, aha sikim kalktı yine ". diye cevap verir. Kraliçe hışımla oradan uzaklaşır ve ormandaki avcıyı saraya çağırtır. Avcıya pamuk prensesi götürüp ormanda öldürmesini ve öldüğünün kanıtı olarak da kalbini kendisine getirmesini söyler. Avcı pamuk prensesin elini kolunu bağlayıp ormana götürür.

Avcı ormanda yürüyerek prensesi kulübesinin önüne kadar getirir. Hançerini çıkarır ve prensesi öldürmek üzere harekete geçer. Tam hançeri göğsüne saplayacakken prensesin bembeyaz memelerini sutyeninin kenarından görür. Gördüğü manzara avcıyı çok etkiler. Süt beyazı, taş gibi memeler avcının aklını başından alır ve avcının sikinin kalkmasına sebep olur. Memeleri avuçlayıp mıncıklamak için büyük bir istek duyar. Avcı içinden " ulan nasıl olsa öldüreceğim, bir kez sikip de öyle öldürsem ne olur sanki " diye geçirir ve prensesin iplerini çözerek alini ayağını serbest hale getirir. Prensesin gözleri öldürülme korkusuyla fal taşı gibi açılır. Avcı prensesin üzerine atılır ve elbiselerini parçalayarak soymaya başlar. Prenses bağırıp çağırarak çırpınmakta, avcıya direnmektedir. Prenses can havliyle tırnaklarını avcının suratına geçirir.

Avcı acıyla bağırır ve prensese sert bir tokat atar. Hançeriyle prensesin sutyenini bir çırpıda parçalar ve ortaya çıkan yusyuvarlak, dik memeleri emmeye yalamaya başlar. Nasırlı elleriyle çenesini sertçe tutar ve prensesin dudaklarını öpmeye başlar. Avcı dilini prensesin ağzının içinde kıvrak hareketlerle dolaştırırken eliyle de memelerini okşamaktadır. Avcı yeniden prensesin memelerini yalamaya başladığında meme uçlarının sertleştiğini görerek prensesin de hoşlanmaya başladığını anlar. Elini külotunun içine daldırır. Ellerinin yamyaş olmasıyla prensesinde sevişmekten zevk aldığını iyice anlar. Amından aldığı sıvıyla prensesin klitorisini yavaşça okşamaya başlar. Prenses artık açıkça inlemeye başlar. Avcı önce kendi elbiselerini daha sonra da prensesin elbiselerini soymaya başlar.


Zevk çığlıkları...
Her ikisi de çırılçıplak kaldıklarında prenses susamış da çeşmeden su içiyormuşçasına avcının sikini ağzına alıp hararetle emmeye başlar. Avcı prensesi koltuk altlarından tutarak kaldırır ve kucağına oturtur. Sikini prensesin amına hizalar ve yavaş yavaş sokmaya başlar. Tam girerken prenses acı bir çığlık atar. Prensesin bekaretinin bozulduğu andır bu. Avcı yavaş hareketlerle prensesi sikmeye devam eder. Bir süre sonra prenses de acısını unutarak zevk çığlıkları atmaya başlar. Çok fazla zaman geçirmeden birlikte orgazm olarak sarılıp kalırlar. İşini bitiren avcının aklına büyücü kraliçe ve pamuk prensesi öldüreceği gelir. Ama yalvaran gözlerle kendisine bakan pamuk prensese acır ve onu serbest bırakmaya karar verir. Pamuk prenses ağlayarak uzaklaşır. Avcı ise bir geyik öldürüp kalbini çıkartır ve sarayın yolunu tutar. Kanlı geyik kalbini kraliçeye verir. Kraliçe pamuk prensesin öldüğünü düşünüp çok sevinir.

Pamuk prenses ormanda koşa koşa rasgele giderken bir kulübe görür. Kulübenin kapısını çalar ama kimse çıkmaz. Kapıyı ittirip içeri girer. İçeride çok darmadağınık yedi tane yatak, bir masa, yedi sandalye ve yerde kilimler vardır. Pamuk prenses evi derler toparlar ve her tarafı pırıl pırıl yapar. Mutfağa girip yemekler yapar. Akşama doğru yorgunluktan uyuya kalır. Hava karardıktan sonra evlerine dönen yedi cüceler evi tertemiz görünce şaşırırlar. Uyuyan pamuk prensesi görünce daha da şaşırırlar.

Prenses uyanıp da karşısında yedi tane cüceyi görünce evlerine izinsiz girdiği için özür diler. Onlara başından geçenleri anlatır. Yedi cüceler prensesin başına gelenlere çok üzüldüklerini söyleyerek bundan sonra kendileriyle beraber kalmasını isterler. Pamuk prenses bu teklifi sevinerek kabul eder. Beraber yaşamaya başlarlar. Gündüzleri cüceler ormana giderek odun toplayıp, avcılık yapmakta, prenses de ortalığı toplayıp çamaşır, bulaşık yıkamakta yemek yapmakta beraberce çok mutlu bir hayat sürmektedirler.


İhtiyar bir cadı...
Kraliçe pamuk prensesin öldüğünden emin bir şekilde aynasını eline alıp her zamanki sorularından birini sorar " ayna ayna güzel ayna söyle bana kim dünyanın en çekici kadını ? ". Ayna " Pamuk prenses kraliçem diye cevap verince çılgına döner. Derhal adamlarını gönderip avcıyı getirtip durumu öğrenir ve avcıyı öldürtür. Kristal küresine bakarak Pamuk prensesin yerini tespit eder. Hazırladığı özel ilacı içerek ihtiyar bir cadı kılığına girer. Dolabındaki zehirli karışımdan sürdüğü bir sepet elmayı da alarak ormanın yolunu tutar. Pamuk prensesin yaşadığı kulübenin kapısına varır ;

- Kim o ?
- Elmacı kadın
- Ne istiyorsun ?
- Güzel elmalar getirdim kızım
- Ama benim kapıyı açmam yasak
- Benim gibi ihtiyar bir kadından ne zarar gelecek yavrum
- Peki, açıyorum

İhtiyar cadı içeride biraz oturur ve prensese bir elma verir. Elmayı ısıran pamuk prenses yere yığılıp kalır. Cadı hemen oradan uzaklaşır. Akşam cüceler eve geldiğinde önce prensesin öldüğünü sanırlar ama daha sonra yaşadığını anlarlar. Ona camdan bir tabut hazırlayıp koyarlar ve kendine gelmesi için çareler düşünmeye başlarlar.
Günlerce ağlaya ağlaya çareler düşünürler ama bir şey bulamazlar. Nihayet bir gün en genç cüce bir çare bulduğunu sevinçle haykırır. Herkes çok merak eder. genç cüce " prensesin uyanması için ona can suyu vermemiz lazım " der. Diğerleri can suyunu nereden bulacaklarını sorarlar. genç cüce " arkadaşlar, bahsettiğim can suyu hepimizde var " der. Herkes ne demek istediğini anlar.

Genç cüce prensesi sikersek uyanır demeye getirmektedir. Aslında bunu abazalığından söylediğini, herkes anlar. Ancak zaten herkes ilk günden beri prensesi sikmek için can atmaktadır ama birbirlerinden utandıklarından teklif edememektedir. Eh, kolay değil yıllarca dağın başında ormanda kadınsız, otuz bir çekerek bir ömür sürmek. Ellerine ilk kez geçen bu fırsatı kullanabilmek için genç cücenin teklifini kabul ederler. İlk sırayı en ihtiyarlarına verirler. Pamuk prensesi çırılçıplak soyarlar.


Sütun gibi bacakları...
Prensesin çıplak vücudunun görüntüsü karşısında hepsinin de ağzı bir karış açık kalır. Uzun siyah saçları, kiraz gibi dudakları, uzun ince bembeyaz biçimli vücudu, yuvarlak dik memeleri, kalçalarının kavisi, kılsız biçimli amcığının dudakları, sütun gibi bacakları ile prensesi cüceler rüyalarında bile görmemişlerdir.

1. cüce soyunup prensesin üstüne geçer ve yirmi santimlik yarrağını prensese zevkle sokarak yavaş yavaş sikmeye başlar. Bu arada prensesin amı da sulanır. Çıkan şak şuk seslerden herkes durumu anlar. Bir süre sonra prenses inlemeye de başlar. Herkes prensesin uyanmaya başladığını sanır. Ancak 1. cücenin ohlaya ohlaya prensesin amına boşalmasıyla prenses de orgazm olur ve tekrar uyumaya başlar.

2. cüce can suyunun yanlış yere bırakıldığını o yüzden uyanmadığını söyleyerek soyunur ve 22 santimlik yarrağını sıvazlayarak prensesin üstüne çıkar. Meniyle kayganlaşan amcığın içine sikini sokarak birincinin tersine hızlı hızlı siker prensesi. Prenses tekrar inlemeye başlar, hatta sesler de çıkartır " oh, erkeğim sik beni, daha hızlı, oh, sok bana hızlı hızlı sok, erkeğim ". Prenses orgazm olup titremeye kasılmaya başlayınca 2. cüce yarrağını çıkararak prensesin göbeğine uzun uzun boşalır. Prenses tekrar uyur.


Prenses acı bir çığlık atar...
3. cüce uygun deliğin bulunmadığını bu yüzden prensesin uyanmadığını söyleyip acele acele soyunur ve zeytin yağı sürdüğü sikini prensesin göt deliğine dayar. Prenses acı bir çığlık atar ama 3. cüce aldırmadan götünden sikmeye devam eder. Darcık göt deliğinin sıcaklığında uzun süre kalamayan cüce, prensesin acı çığlıklarına aldırış etmeden bağırsaklarının içine boşalır. Prenses tekrar uyur.

4. cüce de soyunur ve prensesin üzerine oturarak sikini ağzına verir. Prenses iştahlı iştahlı emer cücenin iri kamışını. Uzun sürmeden o de ağzına boşalır. Prenses cücenin spermlerini yutarak tekrar uykuya dalar. 5. cüce memelerinin arasında boşalırken, 6. ve 7. cüce de prensesin ellerini spermleriyle doldurur ama ne yazık ki prenses uyanmaz.

Hevesini alamayan genç cücenin canı ikinci kez amcık istemektedir. Bu nedenle şöyle bir teklif yapar ; " Arkadaşlar teker teker uyandıramadık, hep beraber verirsek can suyumuzu belki uyanır ". Kabul ederler. 1. cüce sırt üstü yere yatar. Prensesi yüzü yukarıya gelecek şekilde üzerine yatırırlar.


Üç kez orgazm olur...
Alttaki cüce sikini prensesin götüne sokar. 2. cüce üstten amcığına dalarken 3. cüce ağzına verir, 4. cüce memelerinin arasına yerleşir. 5. cüce prensesin sağ eline, 6. cüce de sol eline verir. 7. cüceye bir yer kalmamıştır. O da sinirlenir ve gidip 2. cücenin götüne sokar. Böylece uyandıracağız bahanesiyle zavallı pamuk prensesi evire çevire her tarafından sikerler. Zavallı lafın gelişi. Prenses de bu durumdan memnundur. Tam üç kez orgazm olur. Sonuncu orgazmı cücelerin hep beraber 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0 diye sayarak aynı anda boşalmalarıyla eş zamanlı olur ve ardından yine uykuya dalar. Yorgun düşen cüceler uykuya dalarlar. Ertesi sabah kapının çalınmasıyla uyanırlar. En genç cüce kapıyı açmaya gider ;

- Kim o ?
- Açın kapıyı
- Kimsin sen ?
- Ben sabahattin, Prens sabahattin
- Buyurun, girin
- Selamünaleyküm
- Aleykümselam, hayırdır sabah sabah
- Uyku tutmadı, erken kalktım. Abazalıktan anam ağladı avradını sikeyim
- Eee, bizi mi sikmeye geldin ?
- Yok be. Sizi niye sikeyim. Ben prensim. Ancak prenses sikerim. Onun için sikecek bir prenses arıyorum.
- Aha biz de bir tane var ama ölü gibi yatıyor.
- Hani nerede. Aa bu fıstık gibi ya. Ben onu bir sikeyim bak nasıl canlanıyor.
- Biz çok siktik dün ama bana mısın demedi
- Ulan sizin sikmenizle olur mu ? Cüce sikiyle prenses uyanır mı ? Ona şöyle temiz otuz santimlik bir prens yarrağı değmesi lazım.
- Buyur bir de sen dene şansını bakalım.


Balta sapı gibi...
Prens süratle soyunur ve gerçektende otuz - otuz iki santim civarındaki kalın yarrağı ile prensesi sikmeye başlar. Ama ne sikme. Prensesi deli danalar gibi böğürte böğürte yarım saat siker. Sonunda prensesle beraber orgazm olduklarında sesleri ormanın derinliklerindeki ayıları bile uykusundan uyandırır. Prenses " canım sevgilim, prensim, sabahattinim " diyerek uyanır ve prensin boynuna sarılır. Gerçekten de prenses uyanabilmek için otuz santimlik balta sapı gibi bir prens yarrağına ihtiyaç duymuştur.

Prenses sonraki yıllarda yedi cüceler dahil bir çok erkekle bir çok kez sevişip sikişmiştir ama hiç birisinde Prens sabahattin’in yarrağından aldığı lezzeti alamamış ve her defasında prensine geri dönmüştür. Prens prensesi uzun yıllar bıkmadan usanmadan evire çevire türlü çeşitli yerlerinden, türlü çeşitli pozisyonlarda bıkmadan usanmadan sikmiş, bu sayede prensle prenses ömür boyu mutlu bir hayat sürmüşlerdir. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...

Thursday, January 11, 2007

object width="425" height="350">

insan sıkılıyor ...
limon gibi oluyor ama hiç bir işe yaramıyor ..
hani limonu sıkarsın c vitamini olur ..
ne bileyim gribe iyi gelir..
ama insan sıkılınca hiç bir işe yaramıyor ..
sıkıldıkca hiç bir işe yaramıyor
ama hep sıkılıyor ...

tek dişi kalmış kahraman yaşartahir ..

ulan şifremi unutmusum amına kodumun bloguna girmeye calısıyorum iki saattir ...

sürekli bir depresyon halindeyim ben sinirliyim asabiyim kufur ediyorum ... kültürsüzüm evrimimi tamamlamadım ...

cok orospu cocugu var memleketimizde ... haddinden fazla ... annesi orospu olmayan fakat sonradan okul universite bitiripte orospu cocugu olan bi suru vatan evladı var ..

şoyleler genelde herseyle dalga gecer vaziyetteler .. mesala sistemden hep şikayetciler eğitim sisteminden oncelikle... cogusu cogu seyden şikayetçidir .. mangalda kul bırakmazlar (mangal da kul bırakma deyimi osmanlıdan gelir ... hikayesi soyle yeniçerileri secerlerken mangalın onunde osurttururlarmıs(boyle iki tt oluyomuydu turkcede) ... sıkı osuranları mangalda ki kulleri dagıttıgı için ve de gotleri sıkı oldugu için yeniçeri yaparlarmıs .poturdenek osuranları osururken pıff diye ses cıkaranları ise ibnemsi oldukları için oglan yaparlarmıs padişah siksin diye ..(oglan nası yapılıyosa).. )

neyse ne diyoduk bu orospu cocukları her zaman calıskan olmuslardır mesala okulda birncidirler ... en iyi onlar ezberler ama yanına git bu sistem kotu derler ..okulu bitirdikleri zaman işyerim kotu derler kopek gibi calısırlar hep şikayetcilerdir ..şikayetçi oldukları sistemin içinde yeni nesile benzer şikayteler bırakmak için surekli calısrılar .. neyapalım sistem boyle diyenleride varıdr bunlar en bi orospu cocuklarıdır sıkısınca boyle derler ..

benim gibi salaklar madem şikayetçiyim neden kendimi kasayım amınakoymusum bu dunyanın deyip anarşişt tavır sergilerlerki(lerler)(anarşizmim mi o da nesi en bi kıl oldugum zim de budur) bu da hiç bir işe yaramaz .. hep bir kafa atma hali var bende ... boyle 4-5 enteli arka arkaya dizip kafa atasım var ... nedir lan bu lumpen hava ... nasıl duzelcek bu işler sorusunu cok sordum kendime de cevabını vermiş değilim bireysel eylem adamıyım .bu dongu kısır dongu ..

şimdi bana kızar bunların cogusu amınakoydular bu blog aleminin boyle iyice ayaga dustu ... herkesin blogu var tarzında lakırtılar ederler ki .. hepsinin kedisini sikeyim .. pek bi fena kedi dusmanı oldum bu bloglar sayesinde kediler ne alıp vermediğim var anlamıyorum ama herkesin bir kedisi var bu blog aleminde .. ve benim herkese kafa atasım var kedilerini oldursim var ...

ulan okuyorum bu bloglar bi sikim de ogretmedi bana hiç bi boka da yaramıyo insanlar kendilerini kahraman zannetmeye basladılar .. boyle ne bileyim super hikayeleri varmıs gibi birbirlerine benzeyen bu dangalaklar birbirlerini sevmeye basladılar ..kendilerini haklıda cıkartıyolar artık dolu dolu haytlarıda var .. kedisi olan bi suru kişi varmıs bak diyebiliyolar .. starbucksa bi ben gitmiyosum ..herkes gidiyomus ... boyle garip noktalarda birleşiyolaar .. starbucks sevenler derneği kedi sevenler derneği mconaldasta yemek yiyenler drnği ... şuşiciler bujicler ibneler ... hepsi birbirini buldu bloglar sayesinde ..

eylem de yapıyolar bloglar syesinde .. gecen salak bi blogır ne oluyor bu ulkede ulkemi seviyorum ben bunu gostermek için bloguma bayrak koyuyorum .. sizde koyun koydurun vatanı berberce kurtaralım kampanyası baslattı (ve pek cok blogırda katıldı).. ben hemen atladım be amınakodumun cocugu ne alakası var diye .. aa olmaz buraladan baslar bu dedi ... dedim ne yapıyosun baska sabah kalktıgın zaman mesala .. hani baska bi eylem yapıyomusun vatanı kurtarmak için vaktim yok dedi .. dedim kırmız don giy .. oylede kurtulur vatan herkes içine kırmız don giyese de olur ..

hepiniz salksınız birbirinizin benzerisiniz demek için .. bizde can sıkıntısından size benzer aslında olmayan bi blogır yarattım(k) .. http://www.margarita-sophia.blogspot.com/ ama genede iflah olmadınız ...

gerçi pek de sikimde değil bu saatten sonra içince sinir yapıyorum ... geç saattede ne yapayım ... yazıyorum sacmalıyorum ... sovuyorum sayıyorum ... ben bunu hep yapıyorum (şener şen oynuyodu bu artema reklamında uyuz olurdum o sıralar amnıkoyoayım musluk acıycan kapaycan tabi boyle reklam mı olur .. sadece acsan bi sike yaramazki .. sanki musluta devrim yapmıs pezevnkler diye soylenip dururdum )

pek bi serbest cagrısımsal yazıyorum ... bu yuzden soylemesi ayıp kendimi cok seviyorum en azından sevgi yumagı poturcugu seklinde kedim var kusum var ... you can touch me .. seklinde yazılar yazmıyorum .. sevmiyorum lan cogusunu ... sevmeyeceğim .. seversem namerdim ..

herackles ..evet o yasartahir bu yasartahir .. yorum yapmanı tavsiye etmem cok .. prestij kaybedersin blogır aleminde reytingin duser ..

sunuda biliyorum eski yasartahir varkende biliyordum o zamanlar statcounter da vardı blogta giren cıkan okuyan bi surusu vardı da gotleri yiyip yorum yapamıyolardı ..

ulan ortam soguk dogalgaz sobası bozuk ...kanyak bitti ben yatıyorum hadi hepinize iyi geceler sefgülü yasartahir blog okuyucuları ..